NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
بْنُ عَلِيٍّ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
هَارُونَ
أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ
عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ أَبِي
عُمَرَ
الْغُدَانِيِّ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ
سَمِعْتُ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
نَحْوَ
هَذِهِ
الْقِصَّةِ
فَقَالَ لَهُ
يَعْنِي
لِأَبِي
هُرَيْرَةَ
فَمَا حَقُّ
الْإِبِلِ
قَالَ
تُعْطِي
الْكَرِيمَةَ
وَتَمْنَحُ الْغَزِيرَةَ
وَتُفْقِرُ
الظَّهْرَ
وَتُطْرِقُ
الْفَحْلَ
وَتَسْقِي
اللَّبَنَ
Ebû Hureyre (r.a.)'den;
demiştir ki:
Resûlullah (s.a.v.)'den
önceki (1658 deki) kıssanın benzerini işittim. Birisi, Ebû Hureyre'ye;
Develerin hakkı nedir?
diye sordu. Ebû Hureyre:
İyisini verirsin, bol
sütlü olanını sütü sağılıp sana geri verilmek üzere verirsin, (bir başkasını)
binilip sana iade edilmek üzere verirsin. Erkeğini dişileri aşılayıp sana iade
edilmek üzere verirsin, sütlerinden içirirsin, dedi.
İzah:
Ebû Hüreyre'ye
"develerin hakkı nedir?" sorusunu soranın Abbâs olduğu, Hâkim'in
rivayetinde geçmektedir.
"bol sütlü olan
deveyi menîha olarak vermektir. “Menîha koyun veya deveyi sütünden faydalanmak
üzere birine verip sonra geri almaktır. Buna "minha" da denilir.
…..ifadesindeki fiili,
"âriye verirsin" yani faydalanmak üzere birine verip sonra geri
alırsın, demektir. Sırt anlamına gelen "zahr" kelimesinden maksat,
devenin kendisidir.
………ifadesi de dişleri
aşılatmak için erkek deveyi ariyet olarak vermek anlamına gelmektedir.